Yabanil Toplumda Suc ve Gelenek

Modern antropolog sonuclarini kayda gecerken seytan ona dogal olarak, genel bir ilkel kültür kuraminin arka planina karsit bicimde somut gercek tasvirlerine kendi genis, daginik ve soyut deneyimlerini katmasini, gelenek, inanc ve örgütlenmenin ayrintilarini sunmasini söyler. Bu kücük kitap da bir alan arastirmacisinin böyle bir bastan cikarilmaya boyun egmesinin sonucudur. Böyle kusurlarin hafifletilebilmesi icin - tabi bunlara kusur denebilirse- antropolojik hukukta özellikle yabanil toplumlarla somut temastan dogacak daha fazla kurama yönelik büyük bir ihtiyac vardir. Bu calismada gözlem ve genellemelerin tanimsal paragraflardan acikca farkli oldugunu da belirtmeliyim. Son olarak kuramimin herhangi bir sani veya varsayimsal yapilandirmadan olusmadigini, sadece konuya iliskin titiz kavram ve önemli tanimlar sunarak sorunu acik ve kesin bicimde ifade etme tesebbüsü oldugunu da söyleyebilirim.Antropolojiyi bir rivayet bilimi olmaktan cikarip alan arastirmalarinin önemine yaptigi vurguyla sosyoloji biliminin islevselci yaklasimina büyük katkilarda bulunan Malinowski, bu kücük kitapta günümüzün antropolojik metodolojisinde kilit rol oynayan katilmaci gözlem kuramiyla calisti. Triobriand yerlilerinin toplumsal hayati, gelenekleri ve cesitli kanunlari cercevesinde yabanil toplumlar hakkinda o zamana degin kurulmus kaliplarin devasa eksikliklerini gözler önüne seren Malinowski, bizi ilkel kavrami yeniden düsünmeye sevk ediyor...