Sufle

Gözlerini yemek kitaplarinda gezdirirken ici de durulmaya basladi. Icinde güvende oldugunu bildigi bir yerdeydi tekrar... Düsünceleri duygularinin cukurundan cikmis, günlük hayata dönüs yapmisti. Kolay Tariflerle Dünya Mutfagi aradigina en yakin kitapti. Tariflere bir göz attiktan ve malzemeler icin Istanbulun en pahali sarküterilerine gitmesine gerek kalmayacagina emin olduktan sonra kitabi almaya karar verdi. Sirtini raflara dönmeden önce bir baska kitabin kapagi dikkatini cekti. Ayni gün yorgun bir kadin ve kederli bir adamin da elinin uzandigini bilmedigi kitabi tereddüt etmeden aldi. Sufle En Büyük Hayal Kirikligi. Ferda elinde olmadan etrafina bakindi. Hayatin düsünceleriyle bu kadar net kesismesine daha önce de taniklik etmesine ragmen tesadüfe sasirmadan edemedi. Birilerine anlatmak istedi, yanaklari kizardi, fakat onun yerine sadece kasaya gidip parayi vermekle yetindi. New York, Paris ve Istanbul ücgeninde gecen, üc farkli yasami benzer acilar ve benzer bir iyilesme cabasiyla birbirine baglayan Sufle, simdiye dek yirmi üc dile cevrilip on binlerce okura ulasmis muhtesem bir roman... Baskarakterlerinden kimi cok sevip kaybettigi esinin acisini dindirmeye, kimi de yatalak olmak icin elinden geleni ardina koymayan annesinden bir parca uzaklasip nefes almaya calisirken mutfaga giriyor. Bazilari yeni bir düzen kurup epey zor bir tarif olan sufleyi yapmayi basariyor, bazilariysa hayati gibi mutfagi da darmadagin ediyor. Perker bu kitapla, yasamin virajli yollariyla suflenin yapimi ve pisme asamalari arasinda ustalikla kurdugu sembolik bagin yani sira, insanligin iyilesip yeniden ayaga kalkma cabasini da anitlastiriyor.