Sende Kalsin

Ülkece, 90li yillara daha önceki yillarin birikmis rüzgariyla hizli bir giris yapilmisti. Herkes bir köseye cekilmis bu firtinanin nasil kasirgaya dönüseceginin seyrine durmustu. Sokak baslarini tutan Toroslarin beyazi, yakilan yikilan köylerin grisi, catismalar, dogudan gelen sehit haberleri, operasyonlar, intikam yeminleri, faili mechuller, göcler, mitingler, gösteriler... Yaralara basmadan, dokunmadan ilerlemek zordu. Mayin tarlasinda yürümek gibiydi ülkenin hali. Asil mesele suydu. Patlatarak mi ilerleyecektin yoksa olasi yerleri öngörüp aralarindan mi gecmeye calisacaktin Oysa yan yana olmanin coskulu bir kalabaligi vardi ama kimse bunun farkinda degildi. Yazar; cok kisa bir zaman araliginda; iki aska, iki ayriliga ve iki ölüme sahitlik etmis ögretmen adayi genc bir kizin hüzünlü hikayesini Adiyaman- Istanbul-Ordu ücgeninde eski bir Yesilcam film setindeymis gibi beyaz perdemize yansitip seyretmemizi sagliyor. O yillarda Dogu ve Güneydogu bölgelerinde siddetlenen olaylarin üniversitelerde nasil karsilik buldugunu, protestolari, gözaltilari, okuldan uzaklastirmalari ve sonrasinda ögrenci affi beklemek icin annesinin caresizligine eslik edip, Karadeniz Bölgesinde findik toplama iscilerinin arasina karisarak yeni bir hayata göz kirparken bir Son dakika haberiyle tekrar basa dönüsün hüzünlü hikayesini okuyacaksiniz.