Profesör

Her kücük kilisenin kapisinda ayinden sonra duruyor ve narin bedeni örten her elbiseyi dikkatle inceleyerek, genc bir basi kaplayan her bonenin altina dikkatle bakarak, herkes ayri ayri disari cikana dek bekliyordum. Bosuna. Siyah atkilarini düsük omuzlarinin üzerine ceken genc kiz figürlerinin yanimdan gecip gittigini gördüm ama hicbirinde tam olarak Matmazel Henrinin tavri ve havasi yoktu. ... Altimdaki bir bosluk vardi, kavrayamadigim bir bosluk ama dalgalarin sonu gelmeyen vurus seslerini duydugumdan, bunun deniz -ufka yayilmis deniz- olduguna inandim, degisken yesil ve yogun mavi deniz. Uzaktaki her sey huzur vericiydi, her sey bir bugu perdesinin ardindaydi. Altin sarisi bir kivilcim suyla hava arasindaki cizgide parildadi, suyun üzerinde yüzdü, yaklasti, genisledi, degisti, nesne, semayla yeryüzü arasinda, gökkusaginin kemeri altinda asili kaldi. Huzur veren ama koyu renkli bulutlar ardinda dagildi. Nesne ucuyormus gibi havada duruyordu. Inci gibi, yapagimsi, pariltilar sacan hava giysi gibi etrafinda yayiliyordu karanfille hafif renklendirilmis isik, yüz, kol, bacak gibi görünenlere renk verdi, büyük bir yildiz bir melegin alninda sessiz bir isiltiyla parladi, kalkan bir kol ve el, bir isik cizgisi gibi parildayarak, yukardaki fiyonga isaret etti ve yüregimde bir ses fisildadi Umut, Gayrete gülümser.Jane Eyreden de, Shirleyden de önce yazilmis, ancak yazarinin ölümünden sonra kocasi tarafindan yayimlanmis bir basyapit.. Ingiltereden Avrupaya gitmis bir Profesör de Oglak Klasikleri arasinda.