Ölümcül Hastalik Umutsuzluk

Sözgelimi Ya Sezar olurum ya da hic diyen hirsli biri Sezar olamaz, umudunu keser Sezar olmaktan. Ama baska bir anlami vardir bunun Kesinlikle Sezar olamayinca artik kendisi olmaya da tahammul edememek. Dolayisiyla aslinda umutsuz olmasina neden olan sey kesinlikle Sezar olmamis olmasi degildir, hic olamadigi benden umudu kesmistir o. Ona gene de umutsuz olan butun mutlulugunu veren bu ben, birdenbire her seyden daha katlanilmaz olur. Daha yakindan bakildiginda onun icin katlanilmaz olan kesinlikle Sezar olamamis olmak degil, Sezar olamamis olan bendir; ya da daha dogrusu onun kesinlikle katlanamadigi sey kendi beninden kurtulamamasidir. Sezar olsaydi basarabilirdi bunu; ama olamadi ve bizim umutsuzumuz artik kurtulamaz bundan. Varolusculugun öncu filozoflarindan biri olarak Kabul edilen Sren Kierkegaard, Ölumcul Hastalik Umutsuzluk adli eserinde, insanin ezelden beri savasim icinde oldugu, varolusunun öncul kistaslarindan biri olan umutsuzlugu masaya yatirir. Yasam yolu uzerindeki her köse basinda karsisina cikacak bu elim hastaligin kiskacina yakalanma tehlikesi altindaki bireyi; bu bireyin umutsuzlukla olan etkilesimini ve mucadelesini; ve özgurlugune, kendiligine giden yolda sakli butun tuzaklari irdeleyen filozof, bize insan denen bu caresiz varligin bir panoramasini sunar. Temeli insanin kendisi olan bu eserinde Kierkegaard, bireyi hem kendisinin hem de Tanrinin karsisinda degerlendirirken insana, belki de kurtulusuna acilacak kapiyi araliyor.