Nietzsche Agladiginda

Her hastanin hikayesinin biricik olduguna, her biri icin farkli terapi uygulamak gerektigine inanan psikiyatr Irvin D. Yalom, ilk kez 1992 yilinda yayimlanan, tüm dünyada cok okunup cok sevilen ve kendi hayat hikayesinden de izler tasiyan Nietzsche Agladiginda adli romaninda kurmacayla gercegi harmanliyor. Dostlugun iyilestirici gücüne dair unutulmaz bir hikaye anlatirken Yalom, okurlarini 19. yüzyil Viyanasinda, psikanalizin dogum sancilarinin basladigi dönemde ve o yillarin entelektüel cevresinde agirliyor. Henüz iki kitabi yayimlanmis, kimsenin tanimadigi ve son derece yoksul bir filozof olan Friedrich Nietzschenin yolu, bir gün henüz gencliginin baharindayken pek cok sanatcinin ve düsünürün doktoru olmayi basarmis, zengin ve saygin bir karakter olan Josef Breuerle kesisir. Bunda Nietzschenin arkadasi, genc ve güzel bir kadin olan Lou Saloménin payi yadsinamayacak derecede büyüktür; kendisi Nietzschenin yalnizligina, ümitsizligine ve hastaliklarina Breuerden baskasinin care olamayacagini düsünür. Haklidir da. Ama bu o kadar kolay olmaz. Nietzsche yardimi kabul etmedigi gibi hasta oldugunu da inkar eder. Sürec zorlu bir yola girse de yolculuklari konusma terapileriyle yavas yavas ilerler. Bu seanslarda sadece Nietzsche degil, Breuer de teselli bulur. Kendisinin seytani yönleriyle yüzlesen yetenekli doktor ancak ondan sonra hastasini iyilestirme gücünü kendisinde bulabilir. Breuer bu esnada yakin arkadasi ve ögrencisi olan Sigmund Freud ile de sik sik görüsüp uyguladigi tedavi yöntemlerini ve süreci paylasir. Nietzschenin düsüncelerini psikanalizle bulusturmasina sahit oldugunuz bu konusma terapisi seanslarinda siz de hem hayata dair derin sorgulamalara gireceksiniz hem de kendinizle yüzleseceksiniz. Türkcede ilk kez 1996 yilinda yayimlanan ve o günden bu yana okurlarini insan zihnini ve hayati sorgulama yolculuguna cikaran bu düsünce romani, bu kez akademisyen ve cevirmen Esra Birkanin Türkcesiyle yeniden okurlariyla bulusuyor.