Mimari-Kültür Bellek

Ilk caglardan beri süre gelen insanlarin barinma ihtiyaci ve bu ihtiyaclar icin olusturduklari hacimlerle baslayan mimarlik serüveni, önceleri her ne kadar sadece onlari vahsi doga ve hayvanlardan korumak icin baslamis olsa da zaman icerisinde defalarca bicim degistirmis ve geliserek kendini yenilemistir. Genel olarak cografi kosullar ve iklimsel sartlar ile sekillenmis cogu zaman ise siyasi, sosyal ve kültürel sebeplerle köklü degisimlere ugramis olan bu mimari mekanlar, basta mimarlik olmak üzere tarih, sanat tarihi, sosyoloji, psikoloji gibi pek cok disiplinin de arastirma konusu olmustur.Tarihteki ilk mekanlarin temsillerine bakildiginda yapilmis olan mekansal organizasyonlar veya olusturulan hacimlerde genel olarak son derece yalin bir dil kullanilmistir. Kullanici bu mekanlari aslinda sadece barinilacak bir yer olarak görmüs ve bu yüzden de mekanin sadece fonksiyonuna önem vermistir. Cagimizda ise mimarligin sadece korunacak bir yer insa etmenin cok ötesinde; toplum gereksinimlerine cevap veren, onlarin kültürlerini yansitan ve icinde pek cok prensibi barindiran bir sanat oldugu anlasilmistir.