Mebus

Recep Zühtü Soyak henüz 1919 yilinda Milli Mücadeleye katilmis, ölümüne kadar Mustafa Kemal Atatürkün en yakinlari arasinda yer almis bir sahsiyettir. Cok iyi bir silahsor oldugu rivayet edilen Recep Zühtü Beyin, Mustafa Kemal Pasaya ölümüne sadik olan cekirdek kadronun, kimi kaynaklarda gecen isimlendirmeyle Serez Fedailerinin önemli halkalarindan biri oldugu da pek cok hatiratta ifade edilir. Hakkinda bircok söylenti olan Recep Zühtünün, Fatma Medeniye Hanimla yasadigi firtinali ask ve sonrasinda genc kadini öldürmesi ise onun hayatinin en tartismali döneminin perdesini acmistir. Atatürkün cinayeti duydugunda Kanuni icabi yapilmalidir, dedigi rivayet edilmekle birlikte sürec pek de öyle ilerlemez. Olaydan iki gün önce yapilan secimlerde Zonguldak milletvekilligine intihap olunan Recep Zühtü, Fatma Medeniyeyi cinnet halinde vurdugu ve yapilan muayene sonucunda cezai ehliyetinin olmadigina dair bir raporla cinayet sucundan beraat eder. Hemen sonrasinda ise TBMMye giderek yemin eder ve mebusluga baslar. Feridun Büyükyildiz, Recep Zühtü ve Fatma Medeniyenin hikayesi cercevesinde Cumhuriyetin ilk yillarina farkli bir bakis acisi getiriyor. Bir dönem romani olarak kaleme alinan bu eserde, tarihi gerceklerden, kisilerden ve olaylardan esinlenilmis, bir mebusun hayati üzerinden dönemin namuslu bir elestirisi yapilmaya gayret edilmistir.