Marmara Depremi ve Türk Bas¿n¿n¿n S¿nav¿

Bas¿n, çädä ve demokratik toplumlarda, yasama, yürütme ve yarg¿ güçlerinden sonra "dördüncü güç" olarak tan¿mlanan bas¿n kurulu¿lar¿, topluma kar¿¿ birtak¿m i¿levleri yerine getirmekle görevlendirilmi¿tir. Toplumsallät¿rma, e¿lendirme, güdüleme gibi pek çok i¿levini sayabilece¿imiz bas¿n¿n, toplum üzerinde en etkili görevi "haber ve bilgi sälamak"t¿r. Olaylar hakk¿nda haber ve bilgi aktar¿p, bunlar¿n anlä¿lmas¿n¿ ve bilerek tepkide bulunulmas¿n¿ sälamay¿ amaçlayan bas¿n, bu i¿levinden dolay¿ kitle ileti¿iminde önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle, yaz¿l¿ bas¿nda üzerinde en çok tart¿¿¿lan boyut, sonuçlar¿na ve etkilerine yöneliktir. Yaz¿l¿ bas¿n¿n, geni¿ kitlelerin görü¿ ve davran¿¿lar¿n¿ etkileyip yönlendirmede etkin bir gücü bulunmaktad¿r. Bu durumda dikkat edilmesi gereken nokta, gazetelerin toplumu, yay¿n politikalar¿ gere¿i olumlu ya da olumsuz yönlendirmelerde bulunabilecek olmas¿d¿r. ¿stenilen ve yap¿lmas¿ gereken, bas¿n¿n etik kurallar çerçevesinde ve sorumluluk bilinci içinde davranmas¿d¿r. Çal¿¿mam¿z da gazetelerin, Marmara Depremi s¿ras¿nda ve sonras¿nda sergiledikleri sorumluluk bilincinin önemini ortaya koymak amac¿yla haz¿rlanm¿¿t¿r.