Kirmizi Bugday

lemi uzaktan seyredince kuleler, konaklar, üzerinde kosan tavla tavla atlar, mayali develer, yalcin daglar, aci göller, Sahin Beyler, beylerin uzun elleri, körüklü cizmeleri ve de baglanmis taslar ile salinmis köpekleri görünür. Bundan ibaret sanilan devranin derisinin altinda asil sahibin nehirden nabzi atar oysa. Cogu zaman derinlere kacar, kendi bile unutur nefsini. Sonra olmadik zamanda ve umulmadik anda öz magmasina rastlar. Icin icin kaynar, elini öteki elinin örsünde döver, göbegini keser ve onu gömdükleri kabugu zelzelelerle yirtarak yazisini yeniden yazmaya cikar. Bütün is cogunluktadir. Bütün is bugdayi yatiracak aci rüzgari beklemek yerine firtina olup esmeyi hatirlamaktir. Ehil bir el gelir, kazandaki süt tasina uzanir ve atar disariya. Süt tasar Deli Ibram Divaninda Ege insaninin dogayla, tarihle, efsanelerle beslenen hayatlarini anlatan Ahmet Büke, Kirmizi Bugdayda hikayeye bu kez bambaska bir acidan yaklasiyor. Kaderini memleketine baglamis, ölümden yasam doguran insanlari anlatan Kirmizi Bugday, Arap Ali, Adnan Bey, Gani Dayi, Tegmen Cemil, Dünya, Maya gibi unutulmaz karakterlerle hem tarihsel hem de toplumsal bir anlatinin izini sürüyor. Ahmet Bükeden yine cok ses getirecek, bu topraklarin hikayesini anlatan bir roman Kirmizi Bugday