Istanbulda Ilk Ruslar

Osmanli-Rus iliskilerinin gecici bir baris havasina girdigi 1833 Hünkar Iskelesi Antlasmasi sonrasinda, buharli vapurlarin da faaliyete gecerek kolay ve rahat ulasim imkanlari saglamasiyla Ruslar Istanbula adeta akin etmeye baslar. Rus hacilarin kutsal topraklara gidis ve dönüslerinde hem bir durak hem de sahip oldugu kilise, ayazma, kutsal objeleri barindiran mabetleriyle Istanbul Ortodoks haccin bir parcasi sayilir. Bu alakanin artmasinda süphesiz uzun bir süredir kendilerini Bizansin varisi, Ortodokslugun hamisi olarak gören Rus carlarinin siyasi hedeflerinin Istanbul, Bogazlar ve Akdeniz istikametine yogunlasmasinin, emperyalist ve yayilmaci politikalarin hayata gecirilmesinin tesiri büyüktür. 18. ve 19. asirlarda Rusya artik Osmanli devletinin bas etmekte güclük cektigi ciddi bir rakiptir.Romanov hanedanindan Prens Konstantin Nikolayevic, Rus tarihinde Kiev Knezi Olegin 907de kismen efsanevi anlatimlarla bilinen Istanbul macerasinin ardindan Istanbula gelen ilk saray mensubudur. Prens Konstantin, yaninda meshur ressam Ayvazovsky ve Rus sarkiyatci Berezinle Türk topraklarinda toplam 46 gün gecirir. Seyahatin 16 günü Istanbulda, 30 günü ise Marmara ve Adalar Denizindeki irili ufakli ada ziyaretleriyle gecer. Istanbulda bulundugu süre icerisinde 3 kez Beylerbeyi Sarayinda Sultan Abdülmecitle görüsür. Osmanli üst düzey devlet adamlari ve Avrupa devletlerinin Istanbuldaki temsilcileriyle tanisir. Istanbulun belli basli tarih mekanlarini gezer. Patrikhanelere, kiliselere, camilere gider. Bizans döneminden kalma surlari, su kemerlerini, sarniclari; Osmanli asker ve idari kurumlarini ziyaret eder.Bu alanda yaptiklari bircok calismayla bilinen Prof. Dr. Fatih Ünal ile Doc. Dr. Mesut Karakulakin hazirladiklari bu eser bir seyahat notlarindan daha fazlasi Yazarlar bu calismayla gezinin rotasini, günün kosullarini ve her iki ülkenin siyasi panoramasini sunarak okura 19. yüzyil Osmanlisinda seyahat etme firsati veriyorlar.