Hamnet

1500lü yillarin sonu... Londranin dogusundaki bir kasabada yasayan Hamnet adinda bir oglan, telasla merdivenden iniyor. Atesler icinde yatan ikiz kardesine yardim edecek birini bulmasi gerek. Anne oradan iki kilometre uzakta, ari kovanlarinin basinda, bu bereketli canlilarin neden huzursuzlandigini anlamaya calisiyor. O an bilmese de ömrünün geri kalani, asil kendi icinde aniden olusan huzursuzluga kulak verip de eve gitseydi yasananlari degistirip degistiremeyecegini merak ederek gececek. Hamnetin duyulmayan haykirisi, annenin ömür boyu dönüp durdugu bir an olarak kalacak. Baba günlerce, haftalarca, kilometrelerce uzak. Oglu var gücüyle bagirsa bile duyamaz. Tiyatrosuyla sehir sehir gezip alkis tufanlari yaratan oyunlarini sergiliyor. Yillar sonra kalemini kendi acisindan daldiracak mürekkebe. Ve yüzyillar boyu dillerden düsmeyecek bir oyun yazacak Hamlet. Maggie OFarrell, tarihsel gerceklerden beslenerek yazdigi bu olaganüstü romanda bir anne babanin en büyük korkusunu odagina aliyor. Yillardir nasil biri oldugunu anlamak icin kelimeleri tek tek incelenen Shakespearein en büyük acisina bambaska bir gözle, biyografilerde sadece bir isimden ibaret olan annenin pismanliklariyla, acilariyla, korkulariyla yaklasiyor ve dört yüz yildan eski bir hikayeyi okurun yüregine modern bir klasik olarak hediye ediyor.