Dün

20. yüzyil Latin edebiyatina damgasini vuran Juan Emar, avangart romani Dünde, bir günde meydana gelen bir dizi olagandisi olayi bir araya getiriyor. Dünün zamanin icinde kosan anlaticisi, gezintilerini tek basina degil, karisinin ve birtakim enteresan karakterlerin esliginde gerceklestiriyor. Binbir farkli tonuyla yesil rengine asik bir ressam, dünyanin tüm hikayelerinde figüranlik yapan koca göbekli bir adam, zavalli bir ruh, anlaticinin, cesareti üzerine iddiaya giren ailesi ve Uruguay Konsolosu ile disi aslani yutan devekusu, bu rengarenk gecit töreninde boy gösteriyor. Kendi zamaninda anlasilamamis olsa da bugün Silinin cilgin edebiyat dehasi olarak görülen Juan Emar, parcali, karmasik ve tuhaf hikayeleriyle okuyuculari hayrete düsürüyor. Absürt ve gercekdisi, gündelik yasamin büyük kismina dagilirken yazar, kücük bir ana odaklanip onu büyütüyor, ihtimalleri gözden geciriyor ve incelikli aciklamalariyla, catallanan zamanin izini sürüyor. Zamaninin cok ötesindeki Juan Emar, kuskusuz ki gelecekteki okurlar icin yaziyordu. Bu gelecekteki okurlarin, bizler; ölümünden on bes yirmi yil sonra, onun bildigi dünyadan cok farkli ve bircok acidan da daha kötü bir dünyada dogmus olan bizler oldugunu düsünmek, ukalaca oldugu kadar heyecan da verici.