Buzlar Cözülünce

Hicbir sey seni gercege ulastiramaz Hansel, geride biraktigin ekmek kirintilari bile... Kidemli polis Defne, indigo ogluyla birlikte ailesinin yanina tasinmistir. Tatsiz seyreden aile hayati, Kartepede kaybolan dagci ögrencileri arayan ekiplerin buldugu cesetle iyice karmasik bir hal alir. Fakat donarak öldügü düsünülen bu beden, aranan dagcilardan birine ait degildir. Kayip genclere medyanin ilgisi giderek artarken Defne, bu vakanin pesini birakmamaya kararlidir. Kabuslarindan kurtulmak icin gittigi psikologun yanindan dönerken Alinin dikkatini, metro istasyonunda duvarlara asilmis resimler ceker. Bunlar daha önce calistigi cocuk kitabindaki cizimlere benzemektedir ve ekibindeki pedagog, ondan kimi objeleri cikarmasini istemistir. Cünkü kullandigi bazi görseller fallik ögeler icermektedir. Ali bir yandan cizimlerin izini sürerken öte yandan gecmis anilarinin kirintilarini toplar. Cok gecmeden de kendisini bilmedigi bir evrenin icinde bulur. Heyecani her satirda artan, cok katmanli hikayesiyle okuru sasirtan Buzlar Cözülünce, güncel konulari cesurca yakaliyor. Roman, son bölüme kadar gerilimi ve heyecani diri tutan üslubuyla Melih Günaydinin, polisiye edebiyatimizda uzun soluklu ve kalici bir ses olacagini müjdeliyor.