90

Hayat futbol macina benzer. Sen günlerce kafanda oynarsin. Taktigini cizersin, teknigini belirlersin. Maca cikip oynamadan degistiremezsin tabelayi. Bazen macin basinda eksik kalinca savunma yaparsin. Gol yemeden bitireyim dersin. Yenemesem de yenilmeyeyim istersin. Bazen de 90 dakika üstün oynarsin, bir gol bulamaz, direkleri döver durursun. Bazen fark yer, bazen balina yenersin hic emek harcamadan. Cok yetenekli topcularin varsa da karsi tarafin savunmasi, kalecisi devlesti mi debelenir durursun. Öyle anlar olur ki en klas gol vurusu topcunun ayagindan ciktiginda; misal top herkesi asmis, kaleci seyrediyor, catala dogru süzülüyor iste orada kaderi rüzgar belirler. Bir santim iceri düsse top 90a takilacak, herkesin hayranlikla izleyecegi müthis bir gol olacaktir. Ters esse bir santim disari döndürse, top direge carpip girmeyecektir. Hayat böyledir iste. Bazen dönen toplari kovalamadan gol perdesini acamazsin. Kazansan da kaybetsen de bu oynanan son mac olmayacaktir. Önemli olan hangi takimlarda top kosturdugun degil jübileyi nerede, nasil yaptigindir. Kimi vardir omuzlara alinir, kimisinin yüzüne bakilmaz, ayaklar altinda ezilir. Hayat kadar namert, o kadar da gercektir bu oyun...